• Bizler, Müslümanlığımızı ve Dinimizi; Râbb’imizin (c.c) bizleri mucizevî bir şekilde Kul’u olarak Yaratışından, Kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de (Azîmüşşan) açıklanan Sûre ve Âyet-î Kerîme’lerden, Peygamber Efendimiz’in (sav) Hadîs-i Şerif’lerinden ve Sünnet-i Seniye’lerinden, ve bunlara bağlı kalarak, bizleri yetiştiren Âlim’lerimizin ve Ulemâ’larımızın derslerinden öğrendik.
• Milliyetçiliğimizi ve Devletçiliğimizi ise; Atamız Oğuz’dan bugüne kadar gelen şanlı tarihimizden, Kurduğumuz İmparatorluk’tan ve son Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nden, Millet olarak verdiğimiz Şehid’lerimizden, kazandığımız Fetihlerimizden, yaşadığımız zulümlere rağmen, her insana karşı gösterdiğimiz merhametimizden tecrübe ederek öğrendik.
• Kutsalımız olan, Besmele-i Şerîfe’nin anlamını dahi bilmeyen, Kıyâm’da okuduğu Fâtiha Sûresi’nin ne anlama geldiğinin farkında olmayan, Peygamber Ocağı dediğimiz, bizler için Mukaddes olan Asker Ocağına gitmeyen, Vatanî Görevini yapmaktan kaçınanların ve her türlü hilelere başvurarak, Milletimize ait Beyt-ül Mal’a zarar verenlerin, bizlere vereceği bir fikirleri olmadığı gibi, bizlerin Manevîyatçılığını ve Mukaddesatçılığını ölçmek, tartmak ve tartışmak gibi bir hakları da yoktur.
